ZAFER ÇAKIR: TÜRKİYE İÇİN SEÇİM VAKTİ LİYAKAT Mİ MÜLAKAT MI?
Son güncelleme tarihi:17.04.2023 15:30
Kariyer ve liyakat sisteminin esasında belirli objektif kriterlere
göre değerlendirilmesi gerekirken siyasi erki elinde bulunduranların
kabul ettiği kendi kriterleri doğrultusunda farklı şekillerde ve
objektif olmayan sistemler kurarak atama ve yükselmeleri yaptıkları,
eşitlik, yarışma ve yeterlik sınavları, kariyer, adil ve yeterli ücret,
hizmet içi değerlendirme, hizmet güvencesi, kamu yararı düşüncesinin
hâkim kılınması gibi kriterlere uyulması gerekirken bunların birçoğunun
göz ardı edildiği, Bunun yerine mülakat gibi nesnel olmayan insan
ilişkilerinin işin içine girdiği siyasi ve sosyal oluşumların
yönlendirdiği sistemler kullanıldığı, Ülkemizin kamu alımlarında gerek
ilk kez gerekse görevde terfiler olun Anayasamız da ve yasalarımızda yer
alan liyakat ilkesinin tam anlamıyla uygulanabilir olma sorunu devam
etmekte ve kayırmacı ve güç odaklı sistemlerin geçmişten günümüze
giderek sorun haline geldiği anlaşılmaktadır.
Kamuya ilk defa işe girişlerde ve görevde yükselmeye tabi kadrolara atamalarda personel alımları için getirilen sistem mülakat sistemi oldu. Sistem, içeriğiyle, gerekse haksızlık, torpil, kayırmacılık gibi kavramların odağı haline gelmiştir.
Mülakat sistemi adayın kazanma ya da kaybetme nedenini objektif bir şekilde belirleyemiyor, yıllarca nice emekler verilerek eğitim almış ve birçok yazılı sınavdan geçmiş adayların mülakatla elenmesi kamu vicdanını yaralamakta, toplumdaki adalet duygusunu yok etmekte vatandaşın devlete olan güvenini zedelemektedir.
Sözlü sınav ve mülakat, toplumdaki adalet
duygusunu yok etmekte çalışma huzuru ve barışını bozmaktadır. Sözlü
sınav devlete karşı büyük bir küskün kitlesi, ötekileştirilmiş insanlar
topluluğu oluşturmaktadır. Siyasi erke yakınlığı olan kişilere iltimas
sağlayarak yapılan atamalar Ülkemize ve siyasi erke bir kazanım
sağlamaz. İltimas sağlanan kişilerde siyasi erk lehine siyasi oy
davranışı gelişmesinin karşısında iltimas sağlananların onlarca katı
kadar siyasi erkin aleyhine siyasi oy davranışı geliştiren ayrıcalık
değil sadece adalet isteyen geniş bir küskün ve mülakatzede ordusu
oluşur. Liyakat ilkesi esas alınmadan ehliyetsiz insanları pozisyonlara
getirmek başarısızlığı baştan seçmek olup bu durum siyasi erke zarar
vermektedir. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi, demokrasi kültürü ve hukukun
üstünlüğü arttıkça kayırmacılık sisteminden uzaklaşılmaktadır. Türk
siyasal hayatındaki yozlaşmanın ürünü olan kayırmacılık halk dilinde
torpil öyle bir hal almış durumdaki insanlar tarafından siyasi erkin
ülkeyi yönetmesi kadar doğal ve normal bir davranış olarak
görülmektedir.
Yazılı sınavda yüksek puan alıp sözlü sınavda kontenjan dışı bırakılan adaylar büyük bir travma ve hayal kırıklığı yaşamaktadır. Sözlü sınavı tesis eden kamu idareleri tarafından haksızlık yapıldıysa hakkını mahkemede ara denilerek kulak tıkanmaktadır. Sözlü sınav puanın iptali için İdari yargıda dava açan adaylar uzun yıllar süren yargılama sonrası sözlü sınav puanını iptal ettiriyor. Bu yargı kararları yargı oranlarının idari iş ve işlem niteliğinde karar verememesi nedeniyle sözlü sınavın yenilenmesi şeklinde işlem tesis ediliyor. Adaylar subjektif olduğu yargı kararıyla tespit edilen idare karşısında yeniden sözlü sınava girmektedir. Bu durum hukuk güvenliği ilkesine aykırı olup vatandaşın devlete olan güvenini kaybetmesine neden olmaktadır. Yargı kararıyla tekrar sözlü sınava giren aday yine düşük puanlarla bertaraf ediliyor. Yürütme ve yargı erki arasındaki bu kısır döngü adayları umutsuzluğa ve çaresizliğe sürüklemektedir. Hukuka aykırı sözlü sınav yapan kamu görevlilerine de hiçbir yaptırım uygulanmamaktadır. Adaylar için kaybedilen sadece sözlü bir sınav değil aslında kaybedilen gelecekleri, umutları, hayalleri...
Gelin hep birlikte yeni bir başlangıç yapalım 2023 Türkiye’sinde
ülkemize iltimas, torpil, kayırmacılık kavramlarını yakıştırmayalım
torpil ve kayırmacılık ülkemizde normal bir davranış olarak görülmekten
çıksın. Emek hırsızlığı olarak görülen utanılacak kavramlar olarak
görülsün. OHAL döneminde güvenlik soruşturması amacıyla getirilen
mülakat uygulamaları maksadını aşarak iltimas ve kayırmacılığa yol
açmıştır. Objektifliği kuşkusuz olan yazılı sınavda kontenjana giren
ancak mülakatla kontenjan dışı bırakılan ötekileştirilmiş, dışlanmış,
hayata küstürülmüş mülakatzede ordusunun yazılı sınavdaki başarısı
dikkate alınmalı, yazılı puanıyla kontenjana girip mülakatla bertaraf
edilenlerin hakları verilmeli. Bu süreçten sonra kamuya ilk defa
personel alımında ve Görevde yükselme Sınavlarında Sözlü sınav ve
Mülakatlar kaldırılsın. Mülakatzedelere hakları verilmezse;
temizlikçilik yapıp çocuğunu okutan bir Anne, hamallık yapıp çocuğunu
dershaneye gönderen Baba, hem okuyup hem çalışan vatandaş, hamileyken
KPSS dershanesine giden Anne, kundaktaki çocuğunu ihmal edip yazılı
sınavlara çalışan Anne Ya benim hakkım derse... Türkiye için seçim vakti
Liyakat mi Mülakat mı?
Zafer ÇAKIR
👍👍
YanıtlaSil