CEMEVLERİNİN YAPIM,BAKIM VE ONARMLARI BELEDİYELER TARAFINDAN YAPILACAK
Haberin Son Güncellenme Tarihi: 17.11.2022 14:34
Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini TBMM Başkanlığına sunuldu. Dikkat çeken değişikliklerden biri Tasarı Meclisten geçerse; cemevlerinin yapımı,bakım ve onarımını Belediyeler üstlenecek.
Teklifle;-Özel Tüketim Vergisi Kanununda tanımlı bulunan motorlu araç ticareti yapan mükelleflerin faaliyetlerini yerine getirirken sebep olabilecekleri vergisel kayıpları karşılamak amacıyla teminat yükümlülüğü getirilmesi ve bu yükümlülüğe uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi,
-Kuramların transit ticaret faaliyetlerini ülkemizde yürütmeleri ve bu faaliyetlerden elde ettikleri kazançları ülkemize transfer etmelerini teşvik etmek amacıyla bu faaliyetlerinden elde edilen kazancın yarısının kurumlar vergisi matrahından indirilmesine imkân tanınması,
-Fiyat İstikrarı Komitesi’nin esasen kanunla düzenlenmesi gerektiği yönündeki Anayasa Mahkemesi kararı dikkate alınmak suretiyle Fiyat İstikrarı Komitesi’nin kuruluş ve görevlerine ilişkin yasal çerçevesinin oluşturulmasını teminen 4059 sayılı Finansal İstikrar ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanuna madde eklenmesi,
-Yargı kararları da gözetilmek suretiyle, Kamu İhale Kurumuna yapılan itirazen şikâyet başvurusu sonucunda başvuru sahibinin iddialarının tamamında haklı bulunması halinde başvuru bedelinin başvuru sahibine iade edilmesi hususuna yönelik düzenleme ile bedeli belli bir tutarın üzerinde olan ihaleler için sözleşme bedelinin on binde beşi oranında yükleniciden tahsil edilmekte olan bedelin iade edilmemesi, EKAP üzerinden gerçekleştirilebilecek işlemlerin kapsamının genişletilmesi ve istisna edilen ihaleler, doğrudan temi
n yöntemi ile yapılan alımlar ve sözleşme süreçlerinin de sisteme dâhil edilmesi,
-Anayasa Mahkemesi Kararı da gözetilmek suretiyle, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerde ortaklık pay ve haklarına ilişkin olarak şirket ortakları tarafından yapılmış olan devir ve temlik işlemlerinin, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu tarafından muvazaalı kabul edilmesi halinde, geçersiz sayılması ve bu kapsamda açılacak davanın yetkili mahkemesinin ve açılacak davaya ilişkin sürenin belirlenmesi,
-Ülkemizin lojistik ve turizm sektörüne paralel olarak rekabet gücünü koruması açısından hayati ve stratejik önemi son derece büyük olan ve 4046 sayılı Kanun hükümleri uyarınca işletme hakkı verilmesi suretiyle özelleştirilen bazı limanlarda hem limanların işletilmesinin aralıksız devamının sağlanması hem ihtiyaç duyulan/duyulacak yatırımların zamanında yapılması hem de limanların Türkiye ekonomisine ve dış ticaretine katkısının herhangi bir zaman kaybı yaşamadan devamının sağlanması amaçlanarak sözleşme sürelerinin kırk dokuz yıla kadar uzatılmasına ilişkin düzenleme yapılması,
-İl özel idareleri, belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşlar ile bunların üyesi olduğu mahalli idarelerin; mevzuat hükümlerine aykırı olarak ödedikleri sosyal denge tazminatlarından konusu suç teşkil etmeyen ve kesinleşmiş bir yargı kararına bağlanmamış olanlarla ilgili, bu ödemeleri yaptığı tespit edilen yetkili veya görevli sorumlular hakkında idari veya mali yargılama ve takibat yapılmaması, başlamış olanların ise işlemden kaldırılması,
-Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak açılan davalarda idarenin herhangi bir süre sınırlamasına tabi olmaksızın muhatap olması ve aynı taşınmaz için mükerrer ödeme yapmak zorunda kalması nedeniyle kamu yararı ile kişisel yarar arasında gözetilmesi gereken adil dengenin sağlanmasına yönelik düzenleme yapılması,
-Alevi-Bektaşi kültürü ve erkân hizmetlerinin yürütüldüğü cemevlerinin aydınlatma giderlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından karşılanması, belediye ve bağlı kuruluşlar tarafından cemevlerinin içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarının indirimli veya ücretsiz olarak karşılanabilmesi, belediyeler tarafından mahalli müşterek nitelikte olan okul binalarının inşaatı, bakım ve onarımı ile kültür, tabiat varlıkları ve önemli tarihi mekanların bakım ve onarımlarım yapabildiği gibi aynı kapsamda mahalli müşterek nitelikteki cemevlerinin yapım, bakım ve onarmaları ile malzeme desteği sağlanmasına imkan tanınması, aym kapsamda il özel idareleri tarafından il sınırları içinde mabetler, kültür ve tabiat varlıkları, tarihî doku ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânlar ile cemevlerinin yapım, bakım ve onarımlarmın yapılabilmesi ve 3194 sayılı İmar Kanununa ek madde eklenerek Alevi-Bektaşi kültürü ve erkân hizmetlerinin yürütüldüğü cemevlerine imar planlarının tanziminde planlanan beldenin veya bölgenin şartları ve ihtiyaçları göz önünde tutularak yer ayrılması ve cemevi yapılabilmesi için mülki idare amirinden izin alınmasına yönelik düzenlenme yapılması amaçlanmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Maddeyle, Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin
birinci fıkrasına (10) numaralı bent eklenerek, Hazine ve Maliye
Bakanlığına, doğacak vergilerin tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla,
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununda tanımlı bulunan motorlu araç
ticareti yapan mükelleflerden, 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan türden
teminat alma ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda
yetki verilmektedir.
MADDE 2- Maddeyle; 213 sayılı Kanunun
mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasına Teklifle eklenen (10)
numaralı bentte yer alan zorunluluklara uymayanlar hakkında söz konusu
Kanunun mükerrer 355 inci maddesine göre özel usulsüzlük cezası
kesilmesini temin etmek amacıyla düzenleme yapılmaktadır.
Yapılan değişiklik neticesinde, teminat verme zorunluluğu getirilen
motorlu araç ticareti ile iştigal eden mükelleflerin istenen teminatı
vermemesi durumunda bu mükellefler için bir önceki hesap dönemine ait
brüt satışlar toplamının binde 3’ü tutarında (mükerrer 355 inci maddenin
birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan tutarın 10 katından
az ve maddede yer alan üst sınırdan ise fazla olmamak üzere) özel
usulsüzlük cezası kesilecektir.
Söz konusu mükelleflerin yeni işe başlamaları nedeniyle bir önceki hesap
dönemine ait brüt satışlarının bulunmaması durumunda ise bu mükellefler
için mükerrer 355 inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı
bendinde yer alan tutarın 10 katı kadar özel usulsüzlük cezası
kesilecektir.
MADDE 3- Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları nedeniyle yargı yolundan kaynaklı uygulama sorunları giderilmesi; İdari Yargı tarafından verilen tazminat kararlarıyla birlikte taşınmazların el atmayı gerçekleştiren idare adına tescil edilememesi nedeniyle uygulamada meydana gelen sorunların çözümlenmesi amaçlanmıştır.
MADDE 4- 1956 yılından itibaren idareler
tarafından yapılagelen kamulaştırma işlemleri sonucunda, o dönemlerde
mahkemelerin mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanununun
16 nci ve 17 nci maddeleri ile bu Kanunun mülga 16 nci ve 17 nci
maddeleri uyarınca verdiği tescil kararları üzerine idareler adına
tescil edilen taşınmazlar hakkında eski malikler tarafından günümüzde
açılan davalar; mahkemelerce, mevcut tescil kararlarına rağmen fiili el
atma niteliğinde olan kamulaştırmasız el atmalardan kaynaklanan bedel ve
tazminat (kamulaştırmasız el atma) davaları olarak
nitelendirilmektedir. Kamulaştırmasız el atma hukuksal nedenine dayalı
olarak açılan bu davalarda; mahkemeler tarafından el atma bedelinin ek 3
üncü maddenin ilk fıkrasındaki düzenleme uyarınca, taşınmaza el
atıldığı yani mahkemece idare adına tescil karan verildiği tarihteki
vasfına ait değerin ödenmesi gerekir. Hak sahibinin kamulaştırma
bedelini aldıktan yıllar sonra kamulaştırma karannm veya mahkeme
kararının kendisine tebliğ edilmediği iddiasıyla açtığı kamulaştırmasız
el atma davalarında mahkemeler, yapılan ödemeleri dikkate almaksızın
kamulaştırmayı yapan idarenin bu taşınmazın kamulaştırıldığı tarihten
sonra, taşınmaza ilişkin yaptığı planlama ile alt yapı ve üst yapıda
getirdiği değerleri de dikkate alarak karar verdiği için idareler,
ödeyemeyeceği fahiş tutarlarda tazminat yükü ile karşı karşıya
kalmaktadırlar.
Maddeye eklenen ikinci fıkrada, mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı
İstimlâk Kanununun 16 nci ve 17 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanunun
mülga 16 nci ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme
kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların
kamulaştırılması için kamulaştırma bedellerinin eski malikleri adına
kamu bankalarına yatırılması ve hak sahiplerine ödenmesi halinde,
tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri, kamulaştırma
bedelinin ödendiği tarih itibarıyla kesinleşmiş kabul edileceği hükme
bağlanmaktadır. Bu hükmün, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma
işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar
hakkında da uygulanması düzenlenmektedir. Tebliği dâhil eksik veya
hatalı kamulaştırma işlemlerinin, kamulaştırma bedelinin ödendiği tarih
itibarıyla kesinleşmiş kabul edileceği de hüküm altına alınmaktadır.
Tebligat, adli ve idari merciler tarafından yapılan hukuki işlemlerin,
bu işlemin hukuki sonuçlarından etkilenen kişilere usulüne uygun şekilde
bildirilmesini (haberdar edilmesini) ve bu bildirimin usulüne uygun
olarak yapıldığının belgelendirilmesini sağlar. Hukuki işleme bağlanan
sonuçların doğabilmesi için yapılan işlemin muhatabına usulüne uygun bir
şekilde bildirilmesi gerekir. Kanuna uygun olarak yapılan tebligat,
Anayasa'da güvence altına alınmış olan temel haklar ile iddia ve savunma
hakkının tam olarak kullanılabilmesinin en önemli teminatlarından
biridir. Kamulaştırma işlemlerine ilişkin tebligatın yapılması, dava
açma süreleri ve dolayısıyla temel hakların kullanılabilmesi için hayati
öneme sahiptir.
Hak sahibinin, kamulaştırma bedelini tahsil etmek suretiyle mülkiyet
hakkına karşılık olarak belirlenen bedele kavuşmuş olduğu dikkate
alındığında, malikin katlanması gereken külfet ortadan kalkmaktadır.
Kamulaştırma işlemleri usulüne uygun (şekli) olarak tamamlanmasa dahi
hak sahibi belirlenen bedeli almak suretiyle işlemlerden ve başvurması
gereken hukuki yollardan haberdar olmaktadır. Kamulaştırma işlemlerinin
şeklen tamamlanmadığı kabulünden hareketle, idarenin kamulaştırmasız el
atma davasına herhangi bir süre sınırlamasına tabi olmaksızın muhatap
olması ve aynı taşınmaz için ikinci kez mükerrer ödeme yapmak zorunda
kalması, kamu yararı ile kişisel yarar arasında gözetilmesi gereken adil
dengenin idare aleyhine bozulmasına ve hukuk güvenliği ilkesinin
zedelenmesine neden olmaktadır.
Hukukun temel ilkelerinden biri olan dürüstlük kuralına göre herkes
haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük
kurallarına uymak zorundadır. Kamulaştırma bedelini alan hak sahibinin
bu kez kamulaştırma işlemlerinin kendisine tebliğ edilmediğini iddia
ederek açtığı kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası
dürüstlük kuralına da uymamaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 6/2/2014 tarihli ve 2012/1246 başvuru numaralı
kararında da belirtildiği üzere bedel tespiti yapan mahkemeler,
taşınmazı kamulaştırılan kişilerin yeterli kamulaştırma bedelinin
tazminat olarak hesaplanmasında ve bu şekilde kişilerin mülkiyet hakkını
korumada görevli oldukları gibi kamunun fazla kamulaştırma bedeli
ödeyerek zarara uğratılmasım da önlemekle yükümlüdür. Diğer bir ifadeyle
mahkemeler, kişilerin mülkiyet hakkı ile ulaşılmak istenen kamu yararı
arasında makul ve adil bir denge kurmak zorundadır. Düzenlemeyle, taraf
menfaatlerinin dengeli bir şekilde korunması amaçlanmaktadır.
MADDE 5- 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu
uyarınca hükmedilen kamulaştırma bedelleri ve kamulaştırmasız el atma
tazminatlarına ilişkin mahkemelerce verilen kararlar ve bu kararlardaki
bedel, tazminat, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin ödenmesinde,
icra takibine gidilmeden önce davacının veya vekilinin banka hesap
numarasını yazılı şekilde davalı idareye bildirmesi öngörülmüş; idarenin
de bu bildirim tarihinden itibaren, otuz gün içinde ilgiliye ödeme
yapması amaçlanmıştır.
Yapılan düzenleme ile; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu uyarınca verilen
mahkeme kararlarına istinaden yapılacak icra takiplerinde, İcra ve İflas
Kanununun 36 ncı maddesi uyarınca, idarelerin teminat gösterme
zorunluluğu olmaksızın icramn geri bırakılmasını talep edebilmesi
öngörülmüştür.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.madde kapsamında açılan tespit
davalarındaki uygulamayla uyum sağlamak amacıyla; bu kapsamında açılan
tüm davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet
ücretlerinin maktu olarak belirlenmesi ve bu ödemelerin Kanunun
29.maddesiyle uyumlu olarak idareler aleyhine yüklenilmesi
amaçlanmıştır.
MADDE 6- Maddeyle, Teklifin 4 üncü maddesiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun ek 3 üncü maddesine ilave edilen fıkra bakımından geçiş hükmü düzenlenmektedir.
MADDE 7- Kamulaştırma işlemleri
tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen
4/11/1983 tarihinden 28/7/2021 tarihine kadar fiilen kamu hizmetine
ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde
tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut
irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiilî
olarak el konulması veya hukuki el atılması sebebiyle açılan davalarda
hükmedilen bedel ve tazminat ödemelerinde kullanılmak üzere, ihtiyaç
olması hâlinde davalı idarelerin bütçelerinde özel bir pay ayırması;
Bu çerçevede; merkezi yönetim bütçesine dâhil idarelerin yılı
bütçelerinde sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerinin (Milli
Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı bütçelerinin güvenlik ve savunmaya yönelik mal ve hizmet
alımları ile yapım giderleri için ayrılan ödeneklerin) %3’ü, belediye ve
il özel idareleri ile bağlı idareleri için en son kesinleşmiş bütçe
gelirleri toplamının, diğer idareler için en son kesinleşmiş bütçe
giderleri toplamının en az %3’ü oranında yılı bütçelerinde pay ayırması;
Alacakların toplam tutarının ayrılan ödeneğin toplam tutarını aşması
hâlinde, ödemelerin sonraki yıllara sâri olacak şekilde, garameten ve
taksitlerle gerçekleştirmesi; taksitlendirmenin bütçe imkânları ile
alacakların tutarları dikkate alınarak yapılması; taksitli ödeme
süresince, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt
Faizine İlişkin Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenmesi öngörülmüştür.
2942 sayılı Kanunun Geçici 6’mcı maddesinde yapılan düzenleme ile,
1956-1983 yılları arasındaki kamulaştırmasız el atma davaları hakkında,
aynı maddede benzer düzenleme yapılmış ve idarelerin bu amaçla
bütçelerine özel bir pay ayırmak suretiyle, yılların birikimi olan bu
davalar nedeniyle verilen tazminatlar için bir ödeme planı
öngörülmektedir. Bu düzenlemeyle paralel olarak; 2942 sayılı Kanunun
yürürlüğe girdiği 4/11/1983 tarihinden sonra açılan tazminat davaları
için de bir düzenleme yapılmıştır.
Uygulamada, kamulaştırmasız el atmaların çoğunluğunu “hukuki el atma”
denilen, uygulama imar planlarında yol, park, otopark, okul, meydan vs.
gibi sosyal donatı ve teknik altyapı alanları olarak planlanmış yerlerle
ilgili imar uygulamalarının özellikle Belediyeler tarafından 3194
sayılı îmar Kanununda öngörülen 5 yıllık sürede yapılmayarak geç veya
gereği gibi uygulanmamasından kaynaklanmaktadır. Hukuki el atma terimi,
hukuk literatürümüze Yargıtay’ın 2010 yılında verdiği Hukuk Genel Kurulu
kararıyla girmiş ve idareler öngöremedikleri boyutta tazminatlarla
karşı karşıya kalmışlardır. Niteliği itibariyle, 20-50 yıl erişimli
olarak hazırlanan imar planlarında teknik zorunluluk itibariyle
öngörülen sosyal donatı ve teknik altyapı alanlarının peşin parayla
kamulaştırılmak suretiyle oluşturulması idarelerin ve Ülkemizin bütçe
imkanları dikkate alındığında fiilen ve hukuken imkansız bir boyuta
ulaşmştır.
İmar uygulamaları, parselasyon işlemleri 3194 sayılı İmar Kanununun
18’inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde uygulaması; değişen zaman ve
şehirlerin ihtiyaçlarına cevap vermemesi ve zaman alması nedeniyle
İdareler tarafından tercih edilmemiş, genellikle uygulamada
“tevhid-ifraz” denilen parsel üretme tekniği uygulanmıştır. Uygulamada
bu sorunların giderilmesi ve idarelerin hukuki-fiili el atmalara
gitmemesini sağlamak amacıyla, 3194 sayılı Kanunun 18.maddesinde önemli
değişiklikler yapılmış ve bu değişiklikler 28/7/2021 tarihinde yürürlüğe
girmiştir. Yani, bu tarihten itibaren İdarelerin hukuki veya fiili el
atmalar için herhangi bir nedenleri veya bahaneleri kalmamaktadır.
Bu nedenle düzenlemede, uygulamanın son tarihi olarak yukarıdaki
28/7/2021 tarihi esas alınmıştır. Aynen, Kanunun Geçici ö.maddesinin
düzenleme gerekçesinde olduğu gibi; geriye dönük yaklaşık 60-70 yıllık
planlama ve uygulama sorunlarının son birkaç yıla sığdırarak tüm Kamu
Kuramlarından el atılan taşınmazların bugünkü değerinin nakden ve peşin
istenmesi, kamu düzenini ve mali disiplini tamamıyla bozacağı
değerlendirilerek bu düzenleme yapılmıştır.
Yapılan düzenlemenin, yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bedel ve
tazminatı Ödenmemiş olan tüm davalarda ve icra takipleri için de
uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
MADDE 8-3194 sayılı İmar Kanununa ek madde eklenerek Alevi-Bektaşi kültürü ve erkân hizmetlerinin yürütüldüğü cemevlerine imar planlarının tanziminde planlanan beldenin veya bölgenin şartları ve ihtiyaçları göz önünde tutularak yer ayrılmakta ve cemevi yapılabilmesi için mülki idare amirinden izin alınması düzenlenmektedir.
MADDE 9- Limanların özelleştirildikleri
yıllardaki ülke ekonomisine, limanların mevcut durumuna, yatırım
ihtiyaçlarına göre belirlenmiş süreler içerisinde yatırımcılar
tarafından sözleşmelerde öngörülen kapasite artırım ve yatırım
zorunlulukları yerine getirilmiştir.
Bununla birlikte özellikle Covid-19 pandemisinin küresel tedarik
zincirlerinde yarattığı etki ile karayolu, havayolu ve demiryolu
taşımalarında yaşanan kesintiler ve aksamalar sonucunda en güvenli, en
temiz ve en ucuz taşıma şekli olan denizyolu taşımacılığının önemi daha
da artmış ve bu konuda hazırlıklı olan ülkeleri diğer ülkelere kıyasla
daha avantajlı bir duruma getirmiştir. Küresel ticaretin
sürdürülebilirliği için mevcut limanların kapasite artışına yönelik
yatırımları bir zorunluluk haline gelmiştir.
Limanların sosyo-ekonomik çerçevede Türkiye ekonomisine ve dış
ticaretine katkısı dikkate alındığında herhangi bir zaman kaybı
yaşamadan küresel rekabet güçlerini korumaları için bugünden yatırımlar
yaparak büyümeleri gerekmektedir. Bu çerçevede gemi boylan, yolcu ve yük
taşıma kapasiteleri ve gemi tonajlarında yaşanan büyümeler de dikkate
alınarak bahse konu limanlarda ve iskele boyutlarında yeniden
düzenlemeler yapılması ayrıca yeni ve modem liman ekipmanlarıyla
donatılması önem arz etmektedir.
İşletme hakkı sürelerine bakıldığında süresi kısalan liman
işletmelerinin ülkemizin bugün ihtiyaç duyduğu liman yatırımlarını
zamanında yapabilmesi ve kalan süresi içinde bu yatırımlarının
karşılığım alabilmesi mümkün görülmemektedir. Belirtilen nedenlerle de
işleticiler tarafından yatırım faaliyetleri gerçekleştirilmemektedir.
Yüksek yatırım maliyetleri nedeniyle yatırımın geri dönüş süresi uzun
olan liman yatırımlarında mevcut kullanım sürelerinin bugünden
uzatılarak liman yatırımcılarının gerekli olan yatırımları zamanında
yapabilmesinin sağlanması, ülkemizin dünyada ara vermeden büyüyen
lojistik ve turizm sektörüne paralel olarak rekabet gücünü koruması
açısından elzem, hayati ve stratejik önemi son derece büyük bir
husustur.
Diğer taraftan yasal düzenleme çerçevesinde ek sözleşme bedeli
belirlenirken özelleştirmenin yapıldığı tarihte ihale ile oluşan en
yüksek bedel dikkate alınmakta ve ek sözleşme bedeli bu bedelin günümüze
getirilmesi ile saptanmaktadır. Böylelikle ihalede ikinci ve üçüncü
sırada yer alan teklif sahiplerinin bedelleri ek sözleşmelerin
imzalanacağı tarih itibarı ile de ek sözleşme bedelinden düşük
kalmaktadır.
MADDE 10- Fiyat istikrarının sağlanması,
para politikası araçlarının kullanılması yanında, maliye politikası
araçlarının da desteklemesiyle mümkündür. Özellikle reel ekonomide arz
yönlü şokların etkilerinin sınırlandırılması ve fiyatı kamu tarafından
belirlenen mal ve hizmetlerin fiyat istikrarındaki rolü düşünüldüğünde
fiyat istikrarının sağlanması için reel ekonomiye yönelik kamu mâliyesi
ve dış ticaret tedbirlerinin de alınması gerekmektedir. Bunun da
ötesinde, dünya genelinde yaşanan salgın ve enflasyon krizleri, para
politikalarının mutlaka maliye politikaları ile eş güdümlü şekilde
izlenmesi ve ilgili düzenlemelerin bu şekilde ele alınması gerekliliğini
ortaya koymaktadır.
Bu doğrultuda düzenlenen maddeyle; para ve maliye politikaları
arasındaki eşgüdümü gözetmek suretiyle fiyat istikrarını sağlamaya
yönelik yapısal politika önerilerinin geliştirilmesi, fiyat istikrarını
tehdit eden risklerin izlenmesi suretiyle alınması gereken tedbirlerin
belirlenerek, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından uygulanmasını
sağlamaya yönelik kararlar alınması ve Kamu tarafından belirlenen ya da
yönlendirilen fiyatların fiyat istikrarı odağında uygulanmasını
sağlamaya yönelik kararlar alınması amacıyla Fiyat İstikrarı Komitesinin
kuruluş ve görevleri ile Komitenin sekretaryasma yönelik hususların
düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 11- Düzenleme ile; il özel idareleri, belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşlar ile bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinin 25/6/2001 tarih ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu veya 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümlerine aykırı olarak, bu maddenin yürürlük tarihine kadar verdikleri sosyal denge tazminatlarıyla ilgili olarak, bu ödemeleri yaptığı tespit edilen yetkili veya görevli sorumlular hakkında idari veya mali yargılama ve takibat yapılmaması ve başlamış olanların ise işlemden kaldırılması öngörülmüştür. Bu düzenlemenin, sadece konusu suç teşkil etmeyen ve kesinleşmiş bir yargı kararına bağlanmamış konular hakkında uygulanması öngörülmüştür.
MADDE 12- Maddeyle, uygulamada yaşanan
tereddütlerin giderilmesi amacıyla, diğer düzenleyici ve denetleyici
kurumlarda olduğu üzere, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına
tabi kadrolarla ilgili düzenleme yapmak için Kuruma yetki verilmektedir.
Diğer taraftan, 19/3/2020 tarihli ve 31073 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan 15/1/2020 tarihli ve 2017/37300 başvuru numaralı Anayasa
Mahkemesi Kararında, itirazen şikâyet başvuru bedelinin lehe karar
verilmesine rağmen başvurucuya iade edilmemesinin ve bu bedelin iadesi
için dava açılması zorunluluğunun bulunmasının başvurucuya şahsi olarak
aşırı bir külfet yüklediği, dolayısıyla kamu yararı ile başvurucunun
mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin
başvurucu aleyhine bozulduğu ve müdahalenin ölçülü olmadığı gerekçesi
ile itirazen şikâyet başvuru bedelinin iadesine karar verilmiştir.
Anılan karar sonrasında başvuru bedelinin iade edilmesine ilişkin Kurum
aleyhinde birçok dava açılmış olup bu davaların zaman içerisinde artarak
devam edeceği öngörülmektedir. Anılan bedelin iadesi için açılan
davalar sonucunda yasal faiz, vekâlet ücreti, mahkeme harçları ve
benzeri ödemeler Kuruma ilave bir mali külfet getirmektedir. Bu
çerçevede yargı kararlarına istinaden Kurumun katlanmak zorunda kaldığı
ek giderleri ortadan kaldırmak, hakkaniyete uygunluğu sağlamak amacıyla
ve hak arama hürriyeti ile mülkiyet hakkının korunması için itirazen
şikâyet başvurusu sonucunda başvuru sahibinin iddialarının tamamında
haklı bulunması halinde başvuru bedelinin başvuru sahibine Kurum
tarafından iade edilmesine ilişkin düzenleme yapılmaktadır.
4734 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin (j) fıkrasının (1) numaralı
bendinde, Kurumun gelirleri arasında bu Kanun kapsamında yapılan
ihalelere ilişkin düzenlenecek sözleşmelerden, bedeli belli bir tutarın
üzerinde olanlar için sözleşme bedelinin on binde beşi oranında
yükleniciden tahsil edilecek bedele (KİK payı) yer verilmiştir. Buna
göre, sözleşmelerin imzalanmasından önce söz konusu bedel yükleniciler
tarafından Kurum hesabına yatırılmaktadır. Ancak sözleşme imzalandıktan
sonra itirazen şikâyet başvurusu veya mahkeme kararı uyarınca verilen
Kamu İhale Kurul kararı, mücbir sebepler veya yükleniciden kaynaklanan
kusur nedeniyle idarece sözleşme feshedilebilmektedir. 4734 sayılı
Kanunda, sözleşmenin feshedilmesi halinde bu bedelin iade edilip
edilmeyeceğine yönelik herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu
durumda anılan bedelin iadesi için uygulamada karşılaşılan uyuşmazlık
sonucunda ortaya çıkan faiz ve yargılama giderleri ile benzeri ödemeler
Kuruma ilave bir mali külfet getirmektedir. Bu çerçevede yargı
kararlarına istinaden Kurumun katlanmak zorunda kaldığı ek giderleri
ortadan kaldırmak amacıyla, 53 üncü maddenin (j) fıkrasının (1) numaralı
bendi uyarınca sözleşme bedelinin onbinde beşi oranında yükleniciden
tahsil edilen tutarın iade edilmemesi amaçlanmaktadır.
MADDE 13- Maddeyle, kaydedilen
teknolojik gelişmeler ışığında EKAP üzerinde gerçekleştirilebilecek
işlemlerin, kapsamının genişletilmesi ve EKAP’ın 4734 sayılı Kanundan
istisna edilen ihaleler, doğrudan temin yöntemi ile yapılan alımlar ve
sözleşme süreçlerinde de etkin bir şekilde kullanılabilmesi
amaçlanmaktadır.
MADDE 14- Maddeyle, 4734 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinde yapılan
değişiklikler çerçevesinde, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce
ahnan Kamu îhale Kurulu kararları sonucunda başvuru sahibinin tüm
iddiaları bakımından haklı bulunması durumunda da, eşit muamele ilkesi
gözetilerek başvuru bedelinin iade edilebilmesine imkân sağlanması
amaçlanmaktadır.
MADDE 15 - Büyükşehir belediyeleri
gerektiğinde kamu kurum ve kuruluşlarına ait sağlık, eğitim ve kültür
hizmetlerine yönelik bina ve tesisleri yapmakta ve bu bina ve tesislerin
her türlü bakım ve onarımını da yapabilmekte ve gerekli malzeme
desteğini sağlamaktadırlar. Aynı kapsamda Alevi-Bektaşi kültürü ve erkân
hizmetlerinin yürütüldüğü cemevlerinin de büyükşehir belediyeleri
tarafından gerektiğinde yapım, bakım ve onanım ile malzeme desteği
sağlanmasına imkan tanınmaktadır.
Büyükşehir ilçe belediyeleri tarafından sağlık, eğitim ve kültür tesisi
binalarının yapım, bakım ve onarımları yapıldığından aynı kapsamda
cemevlerinin de yapım, bakım ve onaranlarının aynı belediyeler
tarafından yapılmasına yönelik düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 16 - 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanununda sağlık, eğitim ve kültür hizmetleri ve mabetlere yönelik yapım, bakım ve onaranlarının belediyeler tarafından yapılabilmesine yönelik hükümler bulunmaktadır. Aynı kapsamda il özel idareleri tarafından il sınırları içinde mabetler, kültür ve tabiat varlıkları, tarihî doku ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânlar ile cemevlerinin yapım, bakım ve onaranlarının yapılabilmesine yönelik hüküm konulmaktadır.
MADDE 17 - Belediyeler tarafından mahalli müşterek nitelikte olan okul binalarının inşaatı, bakım ve onarımı ile kültür, tabiat varlıkları ve önemli tarihi mekanların bakım ve onarımlarını yapabilmektedir. Aynı kapsamda mahalli müşterek nitelikteki Alevi-Bektaşi kültürü ve erkân hizmetlerinin yürütüldüğü cemevlerinin de yapım, bakım ve onaranlarını belediyelerce yapılmasına imkan sağlanmaktadır.
MADDE 18 - Belediye ve bağlı kuruluşlar tarafından eğitim kuramlarına, yurtlara, okul pansiyonlarına ve hastanelere, indirimli bedelle ya da ücretsiz olarak içme ve kullanma suyu 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında verilebilmektedir. Bu kapsamda Alevi-Bektaşi kültürü ve erkân hizmetlerinin yürütüldüğü cemevlerinin içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarının da indirimli veya ücretsiz olarak karşılanabilmesi amacıyla aynı Kanunun 15 inci maddesine “ve cemevlerine” ibaresi eklenerek düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 19- Maddeyle, ülke ekonomisinin
uluslararası rekabetçiliğin geliştirilmesi, ekonomik büyümeye katkı
sağlanması, ülkemize döviz girdisi sağlamak suretiyle ekonomik
istikrarın korunması ve istihdam imkânlarının artırılması amacıyla yeni
bir teşvik unsura ihdas edilmektedir.
Bu kapsamda, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun diğer indirimleri
düzenleyen 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına yeni bir bent eklenmekte
ve bu bent kapsamında kuramların elde ettiği kazançların %50’sinin
kurum kazancından indirilmesine imkân tanınmaktadır.
Söz konusu indirimden faydalamlabilmesi için anılan bentte yer alan
kazancın Türkiye’ye transfer edilmesi şartı başta olmak üzere diğer
şartların tamamının sağlanması gerekmektedir.
Madde hükmünde ayrıca, Cumhurbaşkanına, bentte yer alan oram, sıfıra
kadar indirmeye veya %100'e kadar artırma konusunda yetki verilmektedir.
MADDE 20- Alevi-Bektaşi kültürü ve erkân hizmetlerinin yürütüldüğü cemevlerinin aydınlatma giderlerinin, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa ek madde eklenerek Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından karşılanması sağlanmaktadır.
MADDE 21- Anayasa Mahkemesinin
26/01/2022 tarihli ve 31731 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 24/06/2021
tarihli ve 2018/81 E.-2021/45 K. sayılı Karan ile 06/02/2018 tarihli ve
7086 sayılı Kanunun “Muvazaalı devir işlemleri” başlıklı 4 üncü
maddesi; ortaklık pay ve haklannın devir işlemlerinin muvazaalı olduğu
yönündeki karinenin kayyım atanan şirketlerde ortaklık pay ve hakkını
devralan iyiniyetli üçüncü kişilerin kuralla getirilen kanuni karinenin
aksini yani işlemin muvazaalı olmadığım iddia ve ispat imkanları
bulunmadığı ve hukuki ilişkinin kurulduğu tarih itibarıyla yürürlükte
olan kanun hükümlerine uygun olarak kazanılan şirket, ortaklık pay ve
hakkının aksini iddia ve ispat edilmesi mümkün olmayan kanuni bir karine
ile muvazaalı olduğu kabul edilerek ortadan kaldırılmasını öngören
kuralın kişilere aşırı bir külfet yükleyerek orantısız ve dolayısıyla
ölçüsüz bir sınırlama getirdiği gerekçesiyle iptal edilmiş ve kararın
Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe
girmesine karar verilmiştir.
Maddeyle, söz konusu iptal nedeniyle oluşacak kanun boşluğunun
giderilmesine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi
uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun kayyım olarak atandığı
şirketlerde soruşturmanın başladığı tarihten olağanüstü halin son
bulduğu 19/7/2018 tarihine kadar ortaklık pay ve haklarına ilişkin
olarak şirket ortakları tarafından yapılmış olan devir ve temlik
işlemlerinin Fon Kurulu tarafından muvazaalı kabul edilmesi halinde
geçersiz sayılmasına, bu karara karşı ilgilisine dava hakkı tanınmasına,
açılacak davaya ilişkin sürenin belirlenmesine yönelik düzenleme
yapılmaktadır.
MADDE 22- Yürürlük maddesidir.
MADDE 23- Yürütme maddesidir.
VERGİ USUL KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasına (9)
numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir.
“10. 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununda
tanımlı bulunan motorlu araç ticareti yapan mükelleflerden; doğacak
vergilerin tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla, 30 milyon Türk lirasına
kadar, 6183 sayılı Kanunim 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1),
(2) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan türden teminat almaya,
mükelleflerin; faaliyet alanı, hukuki statüsü, mükellefiyet süresi,
aktif veya öz sermaye büyüklüğü, çalışan sayısı, hakkında sahte veya
muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma yönünde
olumsuz rapor ya da tespit bulunup bulunmadığı, iş veya üretim hacmi ile
ürün ve mükellef gruplarını ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak,
teminatın; türünü, tutarını, verilmesi gereken zamanı, iadesi ile
tamamlanmasına ilişkin hususları belirlemeye, bentte yer alan tutarı
sıfıra kadar indirmeye ve iki katma kadar artırmaya, hangi hâllerde
teminat aranılmayacağını ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları
belirlemeye,”
MADDE 2- 213 sayılı Kanunun mükerrer 355 inci maddesinin birinci fıkrasının dördüncü cümlesinde yer alan “(8) numaralı bendi” ibaresi “(8) ve (10) numaralı bentleri” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 3 - 4/11/1983 tarihli ve 2942
sayılı Kamulaştırma Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasının
sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların
malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak
davalar, adli yargıda görülür.”
MADDE 4 - 2942 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16 ncı ve 17
nci maddeleri ile bu Kanunun mülga 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca
kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen
taşınmazların kamulaştırılması için kamulaştırma bedellerinin eski
malikleri adına kamu bankalarına yatırılması ve hak sahiplerine ödenmesi
halinde, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri,
kamulaştırma bedelinin ödendiği tarih itibarıyla kesinleşmiş kabul
edilir. Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri
bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında
da uygulanır.”
MADDE 5- 2942 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 4- Bu Kanun uyarınca mahkemelerce hükmedilen bedel, vekâlet
ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye
yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim
tarihinden itibaren, otuz gün içinde yatırılır. Bu süre içinde ödeme
yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde icra olunur.
Bu Kanun uyarınca yapılacak icra takiplerinde idare, 9/6/1932 tarihli ve
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 36 ncı maddesi uyarınca icranın
geri bırakılmasını talep ederse idarenin teminat gösterme zorunluluğu
yoktur.
Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat
kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet
ücretleri, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak
belirlenir.”
MADDE 6 - 2942 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 18- Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanunun ek 3 üncü
maddesine eklenen ikinci fıkra, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte kanun yolu incelemesinde olanlar dâhil görülmekte olan
davalar ile yargılamanın iadesi davaları hakkında da uygulanır.”
MADDE 7 - 2942 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 19- Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya
kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 4/11/1983 tarihinden
28/7/2021 tarihine kadar fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu
yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan
taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı
tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiilî olarak el
konulması veya hukuki el atılması sebebiyle açılan davalarda hükmedilen
bedel ve tazminat ödemelerinde kullanılmak üzere, ihtiyaç olması
hâlinde, merkezi yönetim bütçesine dâhil idarelerin yılı bütçelerinde
sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerinin (Milli Savunma Bakanlığı,
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçelerinin
güvenlik ve savunmaya yönelik mal ve hizmet alımları ile yapım giderleri
için ayrılan ödeneklerin) yüzde üçü, belediye ve il özel idareleri ile
bağlı idareleri için en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının,
diğer idareler için en son kesinleşmiş bütçe giderleri toplamının en az
yüzde üçü oranında yılı bütçelerinde pay ayrılır. Alacakların toplam
tutarının ayrılan ödeneğin toplam tutarım aşması hâlinde, ödemeler,
sonraki yıllara sâri olacak şekilde, garameten ve taksitlerle
gerçekleştirilir. Taksitlendirmede, bütçe imkânları ile alacakların
tutarları dikkate ahnır. Taksitli ödeme süresince, 4/12/1984 tarihli ve
3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre ayrıca
kanuni faiz ödenir.
Birinci fıkra, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bedel ve
tazminatı ödenmemiş olan tüm davalarda ve icra takiplerinde de
uygulanır.”
MADDE 8 - 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 10-İmar planlarının tanziminde, planlanan beldenin ve bölgenin
şartları ile müstakbel ihtiyaçları göz önünde tutularak lüzumlu cemevi
yerleri ayrılır.
İl ve ilçelerde mülkî idare amirinin izni alınmak ve imar mevzuatına uygun olmak şartıyla cemevleri yapılabilir.
Cemevi yeri, imar mevzuatına ayları olarak başka maksatlara tahsis edilemez.”
MADDE 9 - 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 31 - Bu maddenin yayımı tarihinden önce ve bu Kanun
hükümleri çerçevesinde, Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi ve
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğüne
ait bazı limanların işletme hakkı verilmesi/devri yöntemiyle
özelleştirilmeleri neticesinde imzalanan kırk dokuz yıldan az süreli
sözleşme süreleri, bu kanunun yayımlandığı tarihten itibaren en geç on
beş gün içerisinde bu maddenin dördüncü fıkrasının (a) bendinde
belirtilen mali bilgileri gösteren yeminli mali müşavirlerce tasdik
edilmiş belgelerle birlikte başvuruda bulunulması ve bu maddede
öngörülen diğer şartları yerine getirmeleri koşuluyla, hakkın başlangıç
tarihinden itibaren ve bir defaya mahsus olmak üzere kırk dokuz yıla
kadar uzatılır.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından, başvuru ekindeki belgeler
esas alınarak bu maddenin dördüncü fıkrası uyarınca 15 gün içerisinde
yapılacak değerlendirmeyi müteakiben başvuruda bulunan işletmeci
şirketlere, ek sözleşme imzalanmak üzere, üç ayı geçmeyecek şekilde süre
verilir. Ek sözleşme imzalanabilmesi için işletmeci şirketlerin işletme
hakkını doğuran sözleşmeden kaynaklanan tüm mali yükümlülüklerini
eksiksiz yerine getirmiş olmaları ve işletme hakkım doğuran sözleşmeden
kaynaklı olarak açılmış davalardan feragat etmeleri şarttır.
İşletme hakkı verilmesi/devri sözleşmesinin süresinin kırk dokuz yıla
uzatılmasına ilişkin ek sözleşme, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
tarafından 2 nci madde uyarınca işletmeci şirketlerin sözleşmeye davet
edilmesinden itibaren en geç üç ay içinde imzalanması şartıyla
yürürlüğe girer. Ek sözleşmede süre uzatımı, ek sözleşme bedeli ve ödeme
koşulları ile ilgili hususlar dışında özelleştirme sözleşmesini
değiştirecek herhangi bir hükme yer verilemez. Özelleştirme
sözleşmesinde yer alan özelleştirme bedeli ve diğer ödemelere ilişkin
hükümler uygulanmaya devam olunur. Ek sözleşme ile ilgili olarak
Danıştay’dan görüş alınmaz. Ek sözleşme ile uzatılan süre yatırım
süresine eklenmez.
Ek sözleşme bedeli,
a)İşletmeci şirketlerin, 1 Ekim 2021 - 30 Eylül 2022 dönemine ilişkin
olarak, 26/12/1992 tarihli ve 21447 mükerrer sayılı Resmî Gazetede
yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği Sıra No:l ile
belirlenen tekdüzen hesap planına göre düzenlenmiş gelir tablolarında
yer alan net satışlar, iştiraklerden ve bağlı ortaklıklardan elde edilen
temettü gelirleri hariç olmak üzere diğer faaliyetlerden olağan gelir
ve kârlar ile olağandışı gelir ve kârların toplamının yüzde onbeşinin
uzatılan yıl sayısı ile çarpılması,
b)İşletme hakkı devri/verilmesi sözleşmelerinde belirlenen işletme hakkı
bedellerinin (ABD Doları cinsinden işletme hakkı bedelleri sözleşme
imza tarihlerindeki Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden Türk
Lirasına çevrilir), sözleşmelerin imzalandığı tarihteki Tüketici Fiyat
Endeksi ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla en son
açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi arasındaki değişim oranı üzerinden
güncellenmesi, güncel değerin işletme hakkı devri/verilmesi
sözleşmelerinde belirlenen işletme hakkı süresine bölünmesi ve bu
şekilde bulunan yıllık işletme hakkı bedelinin uzatılan yıl sayısı ile
çarpılması,suretiyle hesaplanan bedellerden yüksek olanı esas alınarak
tespit edilir.
İşletmeci şirketler, ek sözleşme bedeline ilave olarak uzatılan işletme
hakkı süresi içinde her yıl, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği
Sıra No: 1 ile belirlenen tekdüzen hesap planına göre düzenlenmiş gelir
tablolarında yer alan net satışlar, iştiraklerden ve bağlı
ortaklıklardan elde edilen temettü gelirleri hariç olmak üzere diğer
faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar ile olağandışı gelir ve kârların
toplamımn yüzde beşini hasılat payı olarak Özelleştirme İdaresi
Başkanlığına öder.
Bu maddenin dördüncü fıkrasına göre tespit edilecek ek sözleşme
bedelinin vadeli olarak ödenmesinin talep edilmesi halinde bedelin
asgari yüzde yirmi beşi ek sözleşme imza tarihinde peşin, vadeye
bırakılan tutarı azami on iki ayda bir ödeme yapmak kaydıyla en çok otuz
altı ayda ve eşit taksitlerle, vadeye bırakılan tutar üzerinden ödeme
tarihleri itibariyle hesaplanacak vade farklarıyla birlikte ödenir. Ek
sözleşme bedelinin vadeye bağlanan tutarına taksit ödeme tarihleri
itibariyle en son açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi yıllık değişim oram
ile Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi yıllık değişim oranının ortalaması
alınarak bulunan vade farkı uygulanır. Taksitlerden birinin vadesinde
ödenmemesi halinde ek sözleşme feshedilmiş sayılır. Bu durumda işletmeci
şirkete ek sözleşme gereği ödenen bedeller de dahil herhangi bir bedel
iadesi yapılmaz.
MADDE 10- 9/12/1994 tarihli ve 4059
sayılı Finansal İstikrar ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanuna 1 inci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 1/A maddesi eklenmiştir.
“Fiyat İstikrarı Komitesi
MADDE 1/A- (1) Fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine ve
sürdürülmesine katkı sağlamak amacıyla Fiyat İstikrarı Komitesi
kurulmuştur.
(2)Fiyat İstikrarı Komitesi, Hazine ve Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakam, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Sanayi ve Teknoloji
Bakanı, Tarım ve Orman Bakanı, Ticaret Bakam, Strateji ve Bütçe Başkanı
ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanından oluşur.
(3)Fiyat İstikrarı Komitesi, gerekli görmesi halinde ilgili sivil toplum
kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcilerini toplantılarına
davet edebilir.
(4)Fiyat İstikrarı Komitesinin görev ve yetkileri şunlardır:
a)Para ve maliye politikaları arasındaki eşgüdümü gözetmek suretiyle
fiyat istikrarını sağlamaya yönelik yapısal politika önerileri
geliştirmek,
b)Fiyat istikrarım tehdit eden riskleri izleyerek alınması gereken
tedbirleri belirlemek ve ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından
uygulanmasını sağlamaya yönelik kararlar almak,
c)Kamu tarafından belirlenen ya da yönlendirilen fiyatların fiyat
istikrarı odağında uygulanmasını sağlamaya yönelik kararlar almak.
(5)Fiyat İstikran Komitesinin sekretarya hizmetleri, Hazine ve Maliye Bakanlığınca yürütülür.
(6)Fiyat İstikrar Komitesinin ve Sekretaryanın çalışma usul ve esasları
üyesi bulunan kurum ve kuruluşların görüşü alınarak Hazine ve Maliye
Bakanlığı tarafından belirlenir.
(7)Fiyat İstikrarı Komitesi, görev alanına giren konularla ilgili her
türlü bilgi ve belgeyi, kamu kurum ve kuruluşlarından isteme yetkisine
sahiptir. Kamu kurum ve kuruluşları, talep edilen bilgi ve belgeyi Fiyat
İstikrarı Komitesinin belirleyeceği şekil ve süre içerisinde vermekle
yükümlüdür.”
MADDE 11 - 25/6/2001 tarihli ve 4688
sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 16- Konusu suç teşkil etmemek ve kesinleşmiş bir yargı
kararma müstenit olmamak kaydıyla; bu maddenin yürürlük tarihine kadar
bu Kanun veya 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümlerine aykırı olarak sosyal denge
tazminatı ödendiği tespit edilen il özel idareleri, belediyeler,
büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşlar ile bunların üyesi olduğu
mahalli idare birliklerinin yetkili veya görevli olan sorumlular
hakkında yapılan bu ödemeler nedeniyle idari veya mali yargılama ve
takibat yapılamaz; başlamış olanlar işlemden kaldırılır.”
MADDE 12 - 4/1/2002 tarihli ve 4734
sayılı Kamu İhale Kanununun 53 üncü maddesinin (h) fıkrasının dördüncü
paragrafında yer alan “ilk gününde otuz yaşım” ibaresi “birinci günü
itibarıyla otuz beş yaşım” şeklinde değiştirilmiş, aynı paragrafın
dördüncü cümlesi madde metninden çıkarılmış, aynı fıkraya dördüncü
paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiş, fıkranın
beşinci paragrafında yer alan “, personelin atanma ve çalışma usul ve
esasları” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve maddenin (j) fıkrasına
aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.
“Kamu ihale uzmanlarının mesleğe giriş ve yeterlik sınavlarına, meslek
personeli ile diğer kurum personelinin atanma, görev, yetki ve
sorumluluklarına, çalışma esas ve usullerine ilişkin hususlar ile Kamu
Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına
Dair Genel Yönetmeliğe uygun olarak görevde yükselme ve unvan
değişikliği sınavına tabi unvanlar ve bu unvanlara yapılacak atamalara
ilişkin hususlar Kurul kararıyla yürürlüğe konulacak yönetmeliklerle
düzenlenir.”
“Başvuru sahibinin iddialarının tamamında haklı bulunması halinde, Kurul
kararı ile itirazen şikâyet başvuru bedelinin başvuru sahibine iadesine
karar verilir. Kurul kararının başvuru sahibine bildirimini izleyen
otuz gün içinde başvuru sahibinin Kuruma yazılı talebi üzerine, bu talep
tarihini izleyen otuz gün içinde Kurum tarafından itirazen şikâyet
başvuru bedelinin iadesi yapılır ve son ödeme tarihine kadar geçen süre
için faiz işlemez. Diğer hallerde başvuru bedeli iade edilmez.
Bu fıkranın (1) numaralı bendi uyarınca tahsil edilen bedel hiçbir durumda iade edilmez.”
MADDE 13 - 4734 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu Kanunda veya diğer kanunlarla bu Kanundan istisna edilenler ile
doğrudan teminle yapılanlar da dâhil olmak üzere, her türlü mal veya
hizmet alımları ile yapım işlerinin alım, ihale ve sözleşme süreçlerine
ilişkin olarak; yaklaşık maliyetin ve dokümanların hazırlanması,
ilanların yayımlanması, tekliflerin veya yeterlik başvurularının
sunulması ve değerlendirilmesi, ihalelerin sonuçlandırılması,
sözleşmelerin imzalanması, sonuç bildirimi, hakedişlerin düzenlenmesi
gibi her türlü işlem, onay, bildirim ve tebligatlar ile şikayet ve
itirazen şikayet başvuruları kısmen veya tamamen Kurum tarafından
kurulan ve işletilen Elektronik Kamu Almaları Platformu (EKAP) üzerinden
gerçekleştirilebilir.
Kurum, Elektronik Kamu Almaları Platformunun kurulması ve işletilmesine,
birinci fıkra kapsamında yapılacak işlemlere, alım, ihale ve sözleşme
süreçlerinde elektronik araçların kullanımına ilişkin esas ve usulleri,
ayrıca EKAP üzerinden yapılması zorunlu işlemleri belirlemeye
yetkilidir.”
MADDE 14 - 4734 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 21- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce alınan ve
53 üncü maddenin (j) fıkrasının dördüncü paragrafındaki koşulları
sağlayan Kurul kararlarına ilişkin olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihi izleyen otuz gün içinde itirazen şikayet başvuru bedelinin
iadesine yönelik başvuru sahibi tarafından Kuruma yazılı talepte
bulunulması durumunda 53 üncü maddenin (j) fıkrasının dördüncü
paragrafındaki hüküm uygulamr. Kurul kararının başvuru sahibine
bildirildiği tarih ile itirazen şikayet başvuru bedelinin iadesine
yönelik Kuruma yapılan başvuru tarihi arasındaki süre için faiz işlemez.
Diğer hallerde başvuru bedeli iade edilmez.”
MADDE 15- 10/7/2004 tarihli ve 5216
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 nci maddesinin birinci
fıkrasına (aa) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent ve üçüncü
fıkrasına (f) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir.
“bb) Gerektiğinde cemevleri için bina ve tesisler yapmak, bu bina ve
tesislerin her türlü bakımını, onarımmı yapmak ve gerekli malzeme
desteğini sağlamak.”
“g) Cemevlerinin yapım, bakım ve onarımmı yapmak.”
MADDE 16 - 22/2/2005 tarihli ve 5302
sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 6 nci maddesinin birinci fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“İl sınırlan içinde mabetler, kültür ve tabiat varlıkları, tarihî doku
ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânlar ile cemevlerinin yapım,
bakım ve onarımmı yapabilir.”
MADDE 17 - 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine “inşa edebilir” ibaresinden sonra gelmek üzere “; cemevlerinin yapımı, bakımı ve onarımmı yapabilir” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 18 - 5393 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin altıncı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “ve hastanelere” ibaresi “, hastanelere ve cemevlerine” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 19- 13/6/2006 tarihli ve 5520
sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına
aşağıdaki bent eklenmiştir.
“i) 22/6/2022 tarihli ve 7412 sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu
hükümlerine göre katılımcı belgesi alarak İstanbul Finans Merkezi
Bölgesinde faaliyette bulunan kuramların, münhasıran bu faaliyet
kapsamında yurt dışından satın alman mallan Türkiye’ye getirilmeksizin
yurt dışında satmalanndan veya yurt dışında gerçekleşen mal alım
satımlarına aracılık etmelerinden sağladıkları kazancın %50’si,
Bu indirimden yararlanılabilmesi için kazancın elde edildiği hesap
dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi
gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması, aracılık
faaliyetine ilişkin malların satıcısı ve alıcısının Türkiye’de olmaması
şarttır. Cumhurbaşkanı, bu bentte yer alan oranı, sıfıra kadar indirmeye
veya bir katma kadar artırmaya yetkilidir.”
MADDE 20- 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 6-(l)Cemevlerinin aydınlatma giderleri Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.”
MADDE 21- 6/2/2018 tarihli ve 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı
Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul
Edilmesine Dair Kanunun Anayasa Mahkemesince iptal edilen 4 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Muvazaalı devir işlemleri
MADDE 4- (1) 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
133 üncü maddesi uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım
olarak atandığı şirketlerde, soruşturmanın başladığı tarihten 19/7/2018
tarihine kadar ortaklık pay ve haklarına ilişkin olarak şirket ortakları
tarafından yapılmış olan devir ve temlik işlemleri, Fon Kurulunun
değerlendirmesi sonucu muvazaalı kabul edilmesi halinde geçersiz sayılır
ve Fonun talebi üzerine ticaret sicilinden terkin edilir. Geçersiz
sayılma işlemine karşı ilgililerce, tebliğden itibaren bir ay içinde
şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde dava
açılabilir.”
MADDE 22- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 23- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
Hiç yorum yok
Yorum yazarak Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına uymayı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Devletajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.