Son Dakika

SERDAR GÜNDÜZ: TÜRK KÜLTÜRÜNÜN HARCI TÜRKÇEDİR

 




Türk Dili Milletimizin karakterini oluşturan değerler abidesidir. Temelinde halka hareket kazandıran, ilerleme iradesi veren paydaş bir duygu yatar. Bu duygu, milli kültürü oluşturan tutum ve kazanımlarda belirir. Milletler varoluşlarını bu paydaş duygu neticesinde sürdürerek ilerleme ve inovasyona yönelebilirler. Bu paydaş duygu, Türk Milletini bir vidadan elektronik devrelere kadar bir makine haline getiren yonga gibidir.

Türk Kültürünün taşıyıcı kolonu Türkçedir. Birey, lisanıyla sosyal etkileşim kurar, düşünür, dünyayı anlamlandırır.  Duygu ve düşüncelerimizin en etkili ifade yolu dil olduğundan dil kültürü oluşturan mihenk taşı ve kültürü gelecek nesillere miras bırakmamızı sağlayan vasıtadır. Mustafa Kemal ATATÜRK, "Türk Dili İçin: Geçmişteki, Bugünkü ve Gelecekteki Yazı Dilimiz Üzerine Düşünceler “adlı kitabının  iç kapağına, 2 Eylül 1930 tarihinde yazdığı notta Türk Kültürü ile Türkçe arasındaki bağın ne derece önemli olduğunu şu ifadelerle dile getirmiştir: “Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk Dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin.”

Türkçenin, kültürün hizmetinde  kullanışlı bir araç olarak hizmet edebilmesi, devinimsel olarak sosyo-kültürel çevrenin koşullarına uyum sağlayarak ilerleyebilmesine bağlıdır. Güzel Türkçemiz XIV. Yüzyıldan
sonra Farsça ve Arapça dilleriyle etkileşime girmiş ve bu etkileşim neticesinde harikulade bir zenginlik kazanarak kendini geliştirmiştir. Bu etkileşim Türkçemizin yaşama becerisini yükseltmiş, onu beynelmilel
bir lisan haline getirmiştir.

Kimi aydınlar bu durumu Türkçenin yozlaşması, başka dillerin boyunduruğu altına girmesi olarak yorumluyor. Oysa dil canlıdır. Bu canlılığı kültürel etkileşime borçludur. Nitekim diğer dilleri incelediğimizde kendi aralarında etkileşime girdiğini görürüz. Örneğin İngilizcede adam anlamına gelen “man” kelimesinin Almancada karşılığı “mann” dır. İngilizcede kış anlamına gelen “winter”, Almancada yine “winter”dir. Almancada ev anlamına gelen “haus”, İngilizcede ise “house” olarak kullanılmaktadır. Birbirine yakın kültürlerin dillerinde bu tür etkileşim örnekleri pek çoktur.

Türkçemizin komşu kültürlerin dillerinden etkilenmesi onun zayıf olduğu anlamına gelmemektedir. Türkçe, en az Arapça ve Farsça kadar zengin bir dildir.  Türk Tarihinin bilinen ilk Türkçe Sözlüğünün yazarı Kâşgarlı Mahmut, Anadolu’nun kapılarının Türklere açıldığı Sultan Alparslan döneminde diğer kavimlere;  Türkçeyi tanıtmak, Türk Dilinin Farsça ve Arapça kadar varlıklı dil olduğunu göstermek maksadıyla Dîvân-ı Lugâti’t-Türk’ü (2)yazmıştır. Kâşgarlı Mahmut, Türkçenin ilk sözlüğünü yazarak, Türk Kültür ve Medeniyetinin gelişmesinde baş aktör olan Türk Dilinin en az Farsça ve Arapça kadar zengin bir dil olduğunu ortaya koymuştur.

Yeryüzünde konuşulmakta olan irili ufaklı üç bin civarı lisan vardır. Ancak yeryüzünde geniş kitlelerce konuşulan kırk kadar dil mevcuttur. Türkçe, kendine bir kültür ve uygarlık oluşturmuş, dünyaya yayılmış
dillerden biridir. Türk Dili, nasıl yazılıyorsa o şekilde okunan nadir bir lisandır, Dil bilgisi kuralları, alfabesi kolay ve sadedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde doksanlı yılların sonunda Nicholas Negroponte tarafından yazılmış "Being Digital" yani “Dijital Devrim” adlı kitapta Türkçenin onluk sayısal sistemlere uyumlu bir dil olduğu ifade edilmiştir. Ne var ki, dilimize verdiğimiz ehemmiyetin Türk Medeniyetinin geniş hinterlandıyla doğru orantılı olmadığını görürüz. Türkçemize yeterince sahip çıksaydık, bilim ve teknolojide ilerleyebilseydik Türkçemizi bilim dilleri arasında görebilirdik. Hâlâ geç kalmış sayılmayız. Türkçenin bize sunduğu teknik üstünlükleri de kullanarak, Cumhuriyetimizin 2023 vizyonu ışığında, birinci, ikinci ve
üçüncü sanayi devriminin ardından dünya gündemine giren “Endüstri 4.0” seviyesini yakalayabiliriz.

Dilimiz teknik konularda avantaj sağladığı kadar sözlü ve yazılı edebiyat alanında da bizlere zenginliğini sunmaktadır. Bu avantajı somut faydaya çevirmenin yolu gelecek nesillere Türk Dili ve Edebiyatını öğretmekten geçer. Birey, kullandığı lisana ne düzeyde hakimse, kelime dağarcığı zenginse o derecede düşünsel becerileri gelişmiş demektir. Çünkü bilişsel yeteneğimize ivme kazandıran başlıca öge, lisanımıza ait kavramlardır. Duygu ve düşüncelerimizi kavramlar yoluyla ifade ederiz. Bu kavramlar kimi zaman bir türkü, bir tekerleme, bir atasözü, bir mani olur; kimi zaman ise bir şiir olur...

Türkçede ide ve imgelerin ifadesi öyle alelade şekilde değil de estetik kaygılar güdülerek yapılmaktadır. Türk Kültürü güzel konuşmayı kendine düstur edinmiştir. Bu estetik anlayış, güzel konuşma ve yazmayla yani dilin terbiye edilmesiyle edebi kültürü oluşturur. Halk Edebiyatımızın en önemli ozanlarından Yunus Emre, dilin insanlar üzerindeki tesirini şu sözlerle ifade etmiştir: “Söz ola kestire başı; söz ola kestire savaşı. Söz ola ağulu aşı; bal ile yağ eder bir söz.”

Güzel Türkçemizi düzgün ve işlevsel kullanmak için kelimelerin telaffuzuna, imla ve vurguya dikkat edilmelidir. Özellikle sosyal medya ve sanal ortamlarda Türkçemizi kullanırken dilimizin gramer yapısına uymayan ifadelerden kaçınmalıyız. Maalesef Türkçemize yeterince sahip çıkmıyoruz. Yüzümüzü gençlerin
sosyal medya dilinden iş dünyasına çevirelim... Özel kurum ve işletmelerin, mecmuaların, televizyon kanallarının isimlerine baktığımızda pek çoğunun adının yabancı meşeli olduğunu üzülerek görüyoruz. Kendi işini kendi diliyle isimlendirmeme durumunu aşağılık kompleksiyle açıklamak üzücü ama doğrudur. Bizi utandıran bu manzarayı yok etmek için Çanakkale Cephesi’nde  daha kaç kere çarpışmamız gerek?

Tacirin markasına yabancı bir isim seçerek piyasada mal ve hizmet ticaretini büyütme stratejisi günümüzde içi boş bir çabadır. Velev ki bu ticari yöntemle milyarlarca dolar kazanmış olalım... Şu unutulmamalıdır ki gelecek nesillerimize yozlaşmış, bozulmuş bir dil mirası bırakmanın bedelini ticaretten kazanacağımız parayla ödeyemeyiz.

 

Serdar GÜNDÜZ


Hiç yorum yok

Yorum yazarak Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına uymayı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Devletajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.